Şimdi havalar güzel, gök yüzü açık ve güneşli, ama kış önümüzde. Soğuk günlere az kaldı…
Kış ayları köpeklerimiz için zorlu bir dönem. Ev dışında yaşayan köpeklerimizin soğuk havalar ile baş edebilmeleri için biz sahiplerinin normal zamandan daha farklı bakım yapmamız gerekmektedir.
Bununla birlikte köpekler konuşamazlar.
Özellikle daha fazla ilgilenilmesi gereken köpekler de vardır. Bunlar: yavru köpekler, kısa tüylü köpekler ve ihtiyar köpeklerdir.
Bazı köpekler ise daha şanslıdır Mesela Alman Çoban Köpekleri. Çift kat kürke sahip olduğu için soğuktan çok fazla etkilenmezler.
Dışarıda yaşayan köpekler mevsim şartlarına göre beslenmelidir. Sağlıklı kalabilmeleri ve vücudunu ısıtabilmeleri için dışarıda yaşayan köpeklere diğer mevsimlere oranla %25-30 daha fazla yiyecek verilmelidir.
Oysa ev içerisinde yaşayan köpeklerde ise yiyecek miktarını azaltmak bile gerekebilir. Genellikle kışın köpek sahipleri köpeklerini kötü hava koşullarından dolayı daha az dışarıya alır ve egzersiz yaptırmazlar. Köpeklerimiz de kalorifer başında uyuklarlar.
Dışarıda yaşayan hayvanlar soğuk havadan korunabilecekleri bir barınağa, kulübeye ihtiyaç duyarlar.
Köpek kulübesi;
Hava akımlarından sakınılmalıdır, zemini izolasyonlu olmalıdır. Fakat izolasyon için seçilen malzemeyi köpeğin kemirmesini önleyecek tedbirler alınmalıdır. Ben ahşap malzemeden köpeğin altına bir zemin hazırladıktan sonra, bu ahşap zeminin etrafını alüminyum V profil ile kemirmeye karşı sabitlemeyi öneririm.
Köpek kulübesi rüzgar almamalıdır, rüzgar köpeğimizin vücudundan ısıyı çalar ve vücut ısıs düşen köpek hastalıklara maruz kalır.
Köpek kulübesi köpeğin ayakta rahat durabileceği, köpeğin kendi etrafında dönebileceği büyüklükte olmalıdır. Ne büyük, ne küçük. Çok büyük kulübelerde köpekler vücut ısılarını muhafaza edemezler.Ayakta duramayacak ve kendi etrafında dönemiyeceği kadar küçük kulübelerde ise köpek hareket edemiyeceğinden dolayı kan dolaşımı kötü etkilenecektir.
Genel kural olarak köpek kulübelerinin kapısı güney-güneydoğu olmalıdır, fakat yaşadığınız yerin hakim rüzgarına göre köpek kulübesinin kapı istikametini rüzgar almayacak şekilde tasarlamalısınız.
Kapısında köpeğin istediğinde rahatça girip çıkmasına izin veren plastik bir kanat ya da kapak olmalıdır.
Kulübenin altına saman, ot ya da battaniye sererseniz köpeğiniz size dua eder, bilmiyorsa şiir okur. Belirli aralıklarla alta serilen malzeme temizi ile değiştirilmelidir.
Köpek kuru ve sıcak tutulmalıdır. Özellikle karın altları ve göğüs köpek, ıslandıktan sonra kurulanmalıdır. Köpeğiniz için ayırdığınız bir havlu eşinizle çıkacak kavgaları önlemekte size yardımcı olur.
Kış aylarında köpeğinizin önünde sürekli temiz su bulundurun. Çok soğuklarda suyu ısıtın, ılık hale getirip verin. Köpekler kar yerler ama bu susuzluklarını gidermek için değildir yani aynı işi görmez. Kış aylarında su kaybı solunum yolu ile fazla olmaktadır ve su kaybı donmalara ve hiptermiye girmeyi kolaylaştıracak faktörlerden önemli bir tanesidir.
Kış aylarında patileri düzenli olarak kontrol etmelisiniz. Kar ve buz tırnaklarının arasına zarar verebilir. Islak patilerin tamamı ile kurutulmasında fayda vardır. Bazı ırklarda parmak aralarında uzun tüyler vardır. Karda yada ıslak zeminde dolaştıklarında bu tüyler önce ıslanır sonra da soğuğun etkisi ile buz tutar ve patilerde soğuk ısırmasına sebep olurlar. Önlemenin en kolay yolu kışa girerken bu tüylerin ucu sivri olmayan bir makas ile kısaltılmasıdır.
Köpeğinizle kış aylarında dolaşmaya çıktığınızda dikkatli olun. Antifriz zehirlidir. Araçlardan sızan antifriz köpeğinizin yalaması için cazip olabilir. Tadı tatlı olduğu için köpekler antifrizi sever. Kışın yerlerde bol bol bulunabilir. Yerden bir şey almasına yada yalamasına izin vermeyin.
Kış aylarında yolların ve kaldırımların buz tutmaması için sağ olsunlar belediyeler bol bol kaya tuzu dökerler. Bu köpeğinizin patisine zarar verir. Temiz su dolu bir kova ve bir bez yardımı ile temizledikten sonra patilerini kurulayın sonra kulübesine koyun.
Eğer köpeğinizi taşınabilir (mobil) bir ısı kaynağı ile ısıtacaksanız, ısı kaynağının mutlaka kafesleri olmalı ve köpeğinizin ulaşamayacağı bir yere koyulmalıdır.Elektirik kablosu da köpeğin kemirmesine karşı korunmalıdır.
Köpeğinizle donmuş bir gölün ya da su birikintisinin yanında oynamayın, bu köpeğinizin yaralanmasına sebebiyet verebilir. Kırılan buz altındaki suya düşen köpek çıkamayabilir, yardım etmek için davrandığınızda sizin hayatınızda tehlikeye girebilir.
Köpeklerin çoğu zaman kışın cildi kurur. Sık sık uygun bir fırça ile tımarlamak köpeğinizin cildini uyarır ve yağ bezelerini harekete geçirir.
Çok soğuk karlı havalarda bazen köpeğiniz dışarı çıkabilir ve soğuk ısırığına maruz kalabilir. Buz ısırığının en çok görüldüğü bölgeler: Kulak ucu, pati altları ve kuyruk ucudur. Buz ısırığına maruz kalmış bölgeye sakın masaj yapmayın, aynı insanda olduğu gibi aniden sıcak ortama almayın, köpeğinizi kuru havluya yada batteniyeye sarın ve acilen veterinere götürün.
Merhamet kış ayında gösterilecek en iyi bakımdır!
Eğer hava (–8)/(-10)˚C dereceyi görmüşse köpeğinizi kapalı bir yere alın.
Eğer hayvanınız oyun oynamayı reddediyorsa, titriyorsa bunun anlamı hava köpeğiniz için çok soğuktur.
Altınova Veteriner Kliniği
Hürriyet Mah.Eski Bursa Cad.No:44/2 Altınova/YALOVA 05347329687-05424838079 TAYLAN TAŞ-TÜLAY YAMAÇ
13 Kasım 2014 Perşembe
3 Aralık 2013 Salı
Patimax Dry Dog Lamb Rice Yetişkin Köpek Kuzu Etli Pirinçli Kuru Mama 15 Kg
KISA BİR SÜRELİĞİNE 90 TL
NEDEN PATİMAX?
Tahıllar, Et ve Et ürünleri, Hayvansal Yağlar, Mayalar, Mineraller, Vitaminleri, Antioksidanlar, Koruyucular, Aromatik ve İştah Arttırıcı Maddeler, Yapıştırıcılar, Topaklanmayı Önleyici ve Pıhtılaştırıcılar.
KULLANIM
Patimax Köpek Maması, yetişkin köpekler için komple ve dengeli bir kuru mamadır. Bu yüzden veteriner hekimimizin tavsiyesi olmadıkça herhangi mineral ve vitamin katkısı yapmayınız. Köpeğinizin ağırlığına göre, tavsiye edilen mama miktarını mama kabına koyunuz. Köpeğinizin taze içecek suyunun daima dolu olmasına özen gösteriniz.
Not: Önerilen tüketim miktarları g/gündür ve optimal miktarlardır. Köpeğinizin fiziksel aktivitesine, fizyolojik durumuna ve iklim koşullarına göre bu tüketim miktarları daha az veya daha fazla olabilir.
NEDEN PATİMAX?
- Besleyici formülü, hassas sindirime sahip yetişkin köpekler için özel olarak hazırlanmıştır.
- Köpeğinizin bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar.
- Sağlıklı diş ve kemik oluşumunu destekler.
- Vücut gelişimine yardımcı olur ve kas yapısının güçlenmesine katkıda bulunur.
- Köpeğinizin ihtiyacı olan enerjiyi almasını sağlar.
Tahıllar, Et ve Et ürünleri, Hayvansal Yağlar, Mayalar, Mineraller, Vitaminleri, Antioksidanlar, Koruyucular, Aromatik ve İştah Arttırıcı Maddeler, Yapıştırıcılar, Topaklanmayı Önleyici ve Pıhtılaştırıcılar.
KULLANIM
Patimax Köpek Maması, yetişkin köpekler için komple ve dengeli bir kuru mamadır. Bu yüzden veteriner hekimimizin tavsiyesi olmadıkça herhangi mineral ve vitamin katkısı yapmayınız. Köpeğinizin ağırlığına göre, tavsiye edilen mama miktarını mama kabına koyunuz. Köpeğinizin taze içecek suyunun daima dolu olmasına özen gösteriniz.
| ANALİZ | ||
| Nem | En Çok %10,00 | |
| Ham Protein | En Az %20,00 | |
| Ham Yağ | En Az % 8,00 | En Çok %15,00 |
| Ham Selüloz | En Çok % 4,50 | |
| Ham Kül | En Çok %10,00 | |
| Hcl'de Çözünmeyen Kül | En Çok % 2,00 | |
| Kalsiyum | En Az %0,40 | En Çok % 1,60 |
| Fosfor | En Az %0,40 | En Çok % 1,50 |
| Sodyum | En Az %0,10 | En Çok % 1,00 |
| A Vitamini | En Az IU/kg 12.000 | |
| D Vitamini | En Az IU/kg 1.000 | |
| E Vitamini | En Az IU/kg 60 | |
| ÖNERİLEN GÜNLÜK TÜKETİM MİKTARI | |||
| Köpeğin Ağırlığı | Az Hareketli Köpekler | Hareketli Köpekler | Çok Hareketli Köpekler |
| 2-4 kg | 45-80 gr | 60-100 gr | 70-120 gr |
| 6-8 kg | 105-130 gr | 135-165 gr | 160-200 gr |
| 10-15 kg | 155-210 gr | 195-265 gr | 235-320 gr |
| 20-25 kg | 265-310 gr | 330-390 gr | 395-465 gr |
| 30-35 kg | 355-400 gr | 445-500 gr | 535-600 gr |
| 40-45 kg | 440-485 gr | 550-605 gr | 665-725 gr |
| 50-55 kg | 520-560 gr | 655-700 gr | 785-840 gr |
| 60 kg | 600 gr | 750 gr | 900 gr |
Not: Önerilen tüketim miktarları g/gündür ve optimal miktarlardır. Köpeğinizin fiziksel aktivitesine, fizyolojik durumuna ve iklim koşullarına göre bu tüketim miktarları daha az veya daha fazla olabilir.
20 Kasım 2013 Çarşamba
Kedi ile köpek aynı evde nasıl yaşar?
Evlerinde kedi ve köpek besleyen, beslemeyi düşünen ve hatta bu ikisi asla bir arada yaşayamaz diye düşünen herkesin bu yazıyı okumalarını tavsiye ederiz.
Kedi ve köpeklerin bir araya gelmesi için en önemli dönem yavruluk dönemi.
Sosyalizasyon döneminde olan kedi ve köpek yavruları etraflarını tanımaya en çok bu süre içinde açık oluyor. Bu süreç köpeklerde 12. haftaya kadar devam ediyor. Her iki hayvanın da sosyalizasyon dönemi içinde kendisinden farklı canlıları kabullenmesi kolay. Bu yüzden yavru kedi ve yavru köpek dostluğu oldukça hızlı bir şekilde ve sorunsuz olarak gelişebiliyor. Yetişkin bir kedi ya da köpek, karşısına aniden getirilen yabancı bir canlıya karşı şüpheci ve tetikte oluyor.
TEMEL SORUN BEDEN DİLİNDE
Özellikle yetişkin kediler, yavru köpeklerin oyunculuklarını saldırı olarak gördükleri ve köpeğin oyuna davet hareketlerinden hoşlanmadıkları için yetişkin bir kedi ile yavru bir köpek bir araya getirilirken çok dikkatli olunmalı. Sahibinden çok evini ve yaşam alanını sahiplenen yetişkin kedi, evde kendisinden başka bir dört ayaklının olmasını başta hoş karşılamayabilir. Buna sebep, kedi ve köpek arasındaki yanlış anlaşmalar. Beden dilleri birbirinin neredeyse tamamen zıddı olan kedi ve köpek birbirini anlayamıyor; ya da yanlış anlıyor.
Kedi huzursuz ya da sinirliyken, köpeğin ise mutluyken kuyruğunu sallaması savaş sahnelerinin sebebi. Yetişkin bir köpeğin yanına getirilen yavru kedinin oyun oynamak için oradan oraya koşması, köpeğin içindeki avlanma içgüdüsünü de tetikleyebilir. Kedi ve köpek düşmanlığı sanılan durum çoğu zaman bu birbirine ters ifadeler yüzünden ortaya çıkıyor.
Kedi ile köpeğin uyumlu bir şekilde yaşayabilmesi için evin iki ayaklı sakinlerine büyük iş düşüyor. Öncelikle ‘Yavru ya da yetişkin, kedi ve köpeğin ilk karşılaşması için sessiz ve sakin bir ortam sağlanmalı' diyor Tamer Dodurka. Kalabalık ve gürültülü bir ortamdan kaçınmak, evde kedi ve köpeği tedirgin edebilecek yabancı kimsenin olmaması gerekli.
Evin eski sakini köpekse, kedi ile karşılaştırıldığında ödüllendirilmesi çok önemli. Köpek ile kedinin her bir araya getirilmesinde, köpeğe okşama ile ya da ödül maması ile mükafat vermek, kısa sürede ev sahibi köpeğin misafiri sayesinde ödüllendirildiğini fark etmesini sağlar.
Kedi ve köpek tanışmalarında birbirlerine sert tepkiler vermeseler bile bir süre yalnız bırakılmamalı. Özellikle ilk günlerde evde yalnız kalmaları gerekiyorsa mutlaka ayrı odalarda, ya da birbirleriyle fiziksel olarak temasta bulunamayacakları mesafede bırakılmalılar.
KÖPEKLER KEDİLERDEN DAHA KISKANÇ
Dikkat edilmesi gereken bir nokta da, ikinci pet geldikten sonra evin ilk sakinine gösterilen ilgide düşüş olmaması. Birbirlerini kabul etme dönemlerinde özellikle ev sahibi olan pete daha çok ilgi göstermek kıskançlığın önüne geçilmesi için çok önemli. Tamer Dodurka'ya göre köpekler kedilerden daha kıskanç. Dodurka bunun sebebini kedi hálá içgüdülerine göre yaşarken, köpek insana daha yakın olduğu için kendisini sahibiyle özdeşleştirmesine bağlıyor.
Kedi ile kurduğu ilişkide lider olmak isteyen köpek ve yaradılış olarak lider kabul etmeyen kedi, zaman içinde kendi aralarında bir hiyerarşi kurup bu sorunu aşıyorlar. Dişi köpekler lider olma dürtüleri çok fazla olmadığı için kedi ile dostluk kurmakta erkek köpeklere göre daha hızlı ve uyumlu.
Yetişkin bir kedi ve köpeğin de birbirleriyle yeterince vakit geçirdikten sonra anlaşabilmeleri sanıldığı kadar zor değil. Yeter ki siz sabırlı ve kararlı olun, evin hakiminin siz olduğunu unutmayın!
ADIM ADIM NE YAPACAKSINIZ
Kedi ve köpeği bir araya getirmeden önce üzerlerinde kokuları olan eşyaları koklatmak birbirlerinin kokularını tanımaları için yararlı olur. Bunun için kedinin üzerinde yattığı battaniye, köpeğin oyuncağı gibi eşyaları kullanabilirsiniz.
Kedi ile köpeğin ilk karşılaşmalarında kızgın sesler çıkarıp savunma pozisyonuna geçmeleri normal. Bu durumda panikleyip onları hemen birbirlerinden uzaklaştırmayın. Sizin kontrolünüzde ne kadar zaman geçirirlerse alışma süreci de o kadar kısalacaktır.
Özellikle yetişkin kedi ve köpekte ilk günlerin hayal kırıklığı ile geçmesi normal. Bu dönemde birbirine dostça davranmayan petleri azarlamak ve cezalandırmak ise en yanlış davranış.
İlk birkaç gün petlerin yemek ve su kapları için birbirinden uzak yerler seçmekte yarar var. Özellikle yetişkin kediler stres altında olduklarında yemek yemedikleri için kedinin yemeği köpeğin ulaşamayacağı bir yerde olmalı.
Alıntı: Prof. Dr. Tamer Dodurka
Kedi ve köpeklerin bir araya gelmesi için en önemli dönem yavruluk dönemi.
Sosyalizasyon döneminde olan kedi ve köpek yavruları etraflarını tanımaya en çok bu süre içinde açık oluyor. Bu süreç köpeklerde 12. haftaya kadar devam ediyor. Her iki hayvanın da sosyalizasyon dönemi içinde kendisinden farklı canlıları kabullenmesi kolay. Bu yüzden yavru kedi ve yavru köpek dostluğu oldukça hızlı bir şekilde ve sorunsuz olarak gelişebiliyor. Yetişkin bir kedi ya da köpek, karşısına aniden getirilen yabancı bir canlıya karşı şüpheci ve tetikte oluyor.
TEMEL SORUN BEDEN DİLİNDE
Özellikle yetişkin kediler, yavru köpeklerin oyunculuklarını saldırı olarak gördükleri ve köpeğin oyuna davet hareketlerinden hoşlanmadıkları için yetişkin bir kedi ile yavru bir köpek bir araya getirilirken çok dikkatli olunmalı. Sahibinden çok evini ve yaşam alanını sahiplenen yetişkin kedi, evde kendisinden başka bir dört ayaklının olmasını başta hoş karşılamayabilir. Buna sebep, kedi ve köpek arasındaki yanlış anlaşmalar. Beden dilleri birbirinin neredeyse tamamen zıddı olan kedi ve köpek birbirini anlayamıyor; ya da yanlış anlıyor.
Kedi huzursuz ya da sinirliyken, köpeğin ise mutluyken kuyruğunu sallaması savaş sahnelerinin sebebi. Yetişkin bir köpeğin yanına getirilen yavru kedinin oyun oynamak için oradan oraya koşması, köpeğin içindeki avlanma içgüdüsünü de tetikleyebilir. Kedi ve köpek düşmanlığı sanılan durum çoğu zaman bu birbirine ters ifadeler yüzünden ortaya çıkıyor.
Kedi ile köpeğin uyumlu bir şekilde yaşayabilmesi için evin iki ayaklı sakinlerine büyük iş düşüyor. Öncelikle ‘Yavru ya da yetişkin, kedi ve köpeğin ilk karşılaşması için sessiz ve sakin bir ortam sağlanmalı' diyor Tamer Dodurka. Kalabalık ve gürültülü bir ortamdan kaçınmak, evde kedi ve köpeği tedirgin edebilecek yabancı kimsenin olmaması gerekli.
Evin eski sakini köpekse, kedi ile karşılaştırıldığında ödüllendirilmesi çok önemli. Köpek ile kedinin her bir araya getirilmesinde, köpeğe okşama ile ya da ödül maması ile mükafat vermek, kısa sürede ev sahibi köpeğin misafiri sayesinde ödüllendirildiğini fark etmesini sağlar.
Kedi ve köpek tanışmalarında birbirlerine sert tepkiler vermeseler bile bir süre yalnız bırakılmamalı. Özellikle ilk günlerde evde yalnız kalmaları gerekiyorsa mutlaka ayrı odalarda, ya da birbirleriyle fiziksel olarak temasta bulunamayacakları mesafede bırakılmalılar.
KÖPEKLER KEDİLERDEN DAHA KISKANÇ
Dikkat edilmesi gereken bir nokta da, ikinci pet geldikten sonra evin ilk sakinine gösterilen ilgide düşüş olmaması. Birbirlerini kabul etme dönemlerinde özellikle ev sahibi olan pete daha çok ilgi göstermek kıskançlığın önüne geçilmesi için çok önemli. Tamer Dodurka'ya göre köpekler kedilerden daha kıskanç. Dodurka bunun sebebini kedi hálá içgüdülerine göre yaşarken, köpek insana daha yakın olduğu için kendisini sahibiyle özdeşleştirmesine bağlıyor.
Kedi ile kurduğu ilişkide lider olmak isteyen köpek ve yaradılış olarak lider kabul etmeyen kedi, zaman içinde kendi aralarında bir hiyerarşi kurup bu sorunu aşıyorlar. Dişi köpekler lider olma dürtüleri çok fazla olmadığı için kedi ile dostluk kurmakta erkek köpeklere göre daha hızlı ve uyumlu.
Yetişkin bir kedi ve köpeğin de birbirleriyle yeterince vakit geçirdikten sonra anlaşabilmeleri sanıldığı kadar zor değil. Yeter ki siz sabırlı ve kararlı olun, evin hakiminin siz olduğunu unutmayın!
ADIM ADIM NE YAPACAKSINIZ
Kedi ve köpeği bir araya getirmeden önce üzerlerinde kokuları olan eşyaları koklatmak birbirlerinin kokularını tanımaları için yararlı olur. Bunun için kedinin üzerinde yattığı battaniye, köpeğin oyuncağı gibi eşyaları kullanabilirsiniz.
Kedi ile köpeğin ilk karşılaşmalarında kızgın sesler çıkarıp savunma pozisyonuna geçmeleri normal. Bu durumda panikleyip onları hemen birbirlerinden uzaklaştırmayın. Sizin kontrolünüzde ne kadar zaman geçirirlerse alışma süreci de o kadar kısalacaktır.
Özellikle yetişkin kedi ve köpekte ilk günlerin hayal kırıklığı ile geçmesi normal. Bu dönemde birbirine dostça davranmayan petleri azarlamak ve cezalandırmak ise en yanlış davranış.
İlk birkaç gün petlerin yemek ve su kapları için birbirinden uzak yerler seçmekte yarar var. Özellikle yetişkin kediler stres altında olduklarında yemek yemedikleri için kedinin yemeği köpeğin ulaşamayacağı bir yerde olmalı.
Alıntı: Prof. Dr. Tamer Dodurka
1 Ekim 2012 Pazartesi
Yavru Alman Kurtlarında aşılama ve paraziter koruma programı
Yavru Alman Kurtlarında aşılama ve paraziter koruma programı veteriner hekiminiz tarafından belirlenecektir. Bu program, genel olarak aşağıda belirtildiği şekilde hazırlanmaktadır. Bu program hazırlanırken, köpeğin anne ve babasının aşılı olmasına, anneyi yeterince emip emmediğine, köpeğin saflığına, korunma derecesine, beslenmesine, risk durumuna ve veteriner hekiminizin tercihlerine dikkat edilir. Yavru alman kurtları için önerilen aşılama ve paraziter kontrol programı şu şekildedir ;- Yavru 30 günlükken Yavru Karma Aşısı ***
- Yavru 45 günlükken iç ve dış paraziter koruma (İç parazit için hap veya iğne, dış parazit için damla, ilaçlı tasma veya iğne şeklinde)
- Paraziter korumadan 15 gün sonra Karma Aşısı
- Karma aşısından 10 gün sonra Öksürük ve Korona Aşıları (Bronchine ve Corona)
- İlk karma aşısından 21 gün sonra 2. Karma Aşısı
- İlk Öksürük ve Korona aşılamasından 21 gün sonra 2. tekrarları
- 2. tekrarlardan 10 gün sonra Kuduz Aşısı
*** Eğer Anne ve Baba Aşılıysa ve Yavru, Anneyi Yeterince (En az 45 gün) Emdiyse ilk olarak 45 günlükken paraziter koruma ile, eğer aşılı değil veya emmediyse ilk olarak 30 günlükken Yavru Karma Aşısı ile başlanmalıdır.
Dikkat edilirse, yavrularda Karma, Öksürük ve Korona aşıları çift tekrar yapılmaktadır. Yavru olmayan köpeklerde ise bu aşılamalar yılda 1 kez yapılır ve her sene aynı tarihte tekrarlanmalıdır.
Parazit tedavileri ise 3 ayda bir tekrarlanmalıdır.
Ancak hekiminizin tercihine göre, yavru köpeklerde karma aşısı 3 kez yapılabilir, paraziter tedaviler risk durumuna göre 2 ayda bir yapılabilir, yavru olmayan köpeklerde ise karma aşısı yılda 2 kez yapılabilir. Bu seçim köpeğinizin genel durumuna, korunma derecesine, geçmişte geçirdiği hastalıklara ve risk durumuna bağlı olarak veteriner hekiminizin önerileri ve tercihleri doğrultusunda yapılır.
Köpeğiniz Tuvaletini Dışarı Yapmıyorsa
Bazı köpekler, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, ne kadar gezdirirseniz gezdirin, tuvaletlerini dışarıya yapmazlar. 2 saat gezdirirsiniz, yapmaz, ama eve girdiğinde hemen tuvaletini yapar. Şimdi bu sorunu nasıl aşabileceğinizi, bunu nasıl düzeltebileceğinizi anlatacağız..
Köpeğiniz tüm uğraşlarınıza rağmen tuvaletini dışarıya değil de eve yapıyorsa, aşağıdaki 10 madde, bu sorunu aşmanızı sağlayacaktır ;
- Öncelikle kuru mama dışında hiç bir şey yedirmeyeceksiniz köpeğinize. Gerekirse 2 gün aç bırakacaksınız ama kuru mama dışında hiç bir şey vermeyin.
- Kuru mamayı, veterinerinerinizin söylediği ölçüde kullanın. Aşırı veya az vermeyin. Ölçüsü ne kadarsa o kadar vereceksiniz.
- Mamayı sürekli köpeğinizin önünde tutmayın. Mamayı yiyeceği belirli saatler olmalıdır. Örneğin sabah ve akşam verebilirsiniz. Mamayı vereceğiniz saatlerde, mamayı, mama kabına koyun, köpeğinizin önüne koyun, 20 dakika sonra yemiş olsa da yememiş olsa da mama kabını önünden alın ve kaldırın. Asla gün boyunca önünde tutmayın, hele hele dolu olarak hiç tutmayın. Sadece günde iki defa, 20 dakika boyunca önünde dursun, yerse yesin, yemezse 20 dakika sonra kaldırın.
- Yemediğini farzedersek, 20 dakika sonra kaldırın ve akşam tekrar koyun. Bunu en az 3-4 gün yapmalısınız düzenli olarak. Yemediyse bırakın yemesin, kesinlikle önünde tutmayın veya başka birşey vermeyin. Yemiyorsa aç kalacağını öğrenecek.
- Yediğini düşünelim. Bu noktada da, mamasını yedikten sonra 10 ila 15 dakika içinde tuvaletini yapacaktır. Mamasını yedikten hemen sonra dışarı çıkartın. Sadece 15 dakika gezdirin ve tekrar eve gelin. 15 dakikayı aşmayın, uzatmayın. Tuvaletini yapsa da, yapmasa da 15 dakika sonra eve dönün.
- Eğer kısa uzatma, kısa zincir veya kısa halat uzatma kullanıyorsanız, köpeğiniz, size çok yakınken tuvaletini yapmak istemiyor, çekiniyor olabilir. Eve girdiğinizde sizden uzaklaştığında tuvaletini yapıyorsa, yapmanız gereken ilk şey, flexi tarzında otomatik uzatmalardan alarak köpeğinizi onunla gezdirmenizdir. Otomatik uzatmalı tasmayı doğru seçmeye dikkat edin. Tasmayı seçerken, köpeğinizin kilosuna ve büyüklüğüne uygun olan bir otomatik uzatma seçin. Köpeğinizi gezdirirken, otomatik uzatmayı biraz serbest bırakarak, köpeğinizin sizden güvenli bir uzaklıkta olmasına izin verin.
- Dışarı çıktığında tuvaletini yaparsa, almış olduğunuz ödül kemiklerinden, mamasından vs. bir tane verin ve sevin. Aferim kızım-oğlum, al bakalım bu ödülün şeklinde sevecen davranarak onun doğru birşey yaptığını hissettirin. Bunu, tuvaletini yaptıktan hemen sonra yapmalısınız. Ne önce, ne çok sonra olmamalı. Tuvaletini yapmayı bitirdikten 30 saniye sonra bunu yapabilirsiniz.
- Dışarı çıktığınızda tuvaletini yapmadıysa bile 15 dakika sonra eve gelmiş olmalısınız. Eve girdiğinizde köpeğinizi takip edin. Dışarıya yapmadığı için içeriye yapacaktır. Bu anı kaçırmamalısınız. Elinize bir gazete veya dergi alın ve rulo haline getirin. Bunu köpeğinize göstermeden yapın ve bunu köpeğinizden gizleyin. Bu arada köpeğinizi takip etmeye devam edin. Köpeğiniz tuvaletini yapmaya başladığı anda, çok yüksek bir tonla, HAYIR şeklinde bağırın. Bunu sesinizde ve mimiklerinizde en ufak bir sevecenlik olmadan yapmalısınız. Sonrasında gazetenizle, tuvaletini yaptığı sırada köpeğinize vurun. Burada önemli olan ve dikkat etmeniz gereken iki şey var. Köpeğinize, onun canını yakmak için değil, vurduğunuz sırada gazeteden veya dergiden çıkacak ses nedeniyle vuruyorsunuz. Yani köpeğinize bu şekilde vurduğunuzda, onun canı acımayacak ama bu yüksek ses ve üzerinde hissettiği anlık baskı, onu uyaracaktır. Sonuç olarak köpeğinizi dövmeyin, dövüyormuş gibi vurmayın ama yüksek bir ses çıkacak kadar da sert vurun ve yine bunu yaparken kesinlikle sevecenlik göstermeyin, sert ve kararlı olun. İkinci olarak da bunu yaparken tuvaletini yaptığı sırada yapmaya dikkat edin. Tuvaletini yaptığı sırada yaparsanız, o anki hareketi yüzünden olduğunu bilir ve bu doğrudur. Ama sonrasında tuvaletini gördüğünüzde yaparsanız, ne için olduğunu anlamayacaktır. Tam tuvaletini yaptığı sırada yapmaya dikkat edin.
- Tuvaletini temizlerken kızmaya devam etmeyin. Sadece üzgün davranın. Ama gerçekten çok üzülmüş gibi göstermelisiniz ve bunu köpeğiniz hissetmeli. Dışarı yaptığında onu ödüllendirdiğinizi, içeriye yaptığında ise yaparken çok kızdığınızı ve sonrasında temizlerken de çok üzüldüğünüzü hissetmeli köpeğiniz.
- Tüm bu maddeleri harfiyen ve aksatmadan 1 hafta uygulayabilirseniz, sonrasında köpeğinizi 2 gün dışarıya çıkartmasanız bile, kaldığı yere yapmadığını göreceksiniz. Tüm bunları uygulamanıza rağmen köpeğiniz halen dışarıya alışmadıysa, o zaman bir profesyonel eğitmenden yardım almanın zamanı gelmiştir. Eğitime göndermeniz gerekecektir.
Köpeklerde Aşırı Tüy Dökülmesi Nedenleri ve Çözüm Önerileri
Sadece Alman Kurtlarının değil, tüm köpek ırkları için geçerli ve hatta sadece köpekler için değil, aynı şekilde tüm kediler için de geçerli bir sorun tüy dökülmesi. Bu nedenle tüy dökülmesini incelerken, sadece tek bir ırk ile sınırlı kalmak değil, tümünü bir çerçevede değerlendirmeye çalışmak daha doğru olacaktır.
En başta belirtmeliyiz ki, tüy dökülmesi her zaman bir hastalığın habercisi veya sonucu olabilir. Bu nedenle tüy dökülmesinin nedeninin belirlenmesi ve çözümü için en iyi ve gerekli yol, veteriner hekiminize köpeğinizi muayene ettirmek ve onun önerileri doğrultusunda hareket etmektir. Bizim bu yazıda anlatacaklarımız, tamamen sağlıklı ve veteriner hekimi kontrolü altında olan hayvanlara yöneliktir. Hiç veteriner hekimine gitmiyor, aşı vb. aksatıyor ve tüy dökümünden şikayet ediyorsanız, bu yazıyı okumanızın bir yararı yoktur, önce hekiminize gidiniz.
Aslında ilk önce bilinmesi gereken şey, nasıl ki her insanın saçı az veya çok ama illaki dökülüyorsa, her hayvanın tüyü de dökülecektir. Bizim burada irdeleyeceğimiz ve çözüm bulmaya çalışacağımız konu, hayvanın tüy dökülmesini tamamen kesmek değil -ki bu mümkün değil- , dökülen miktarı en aza indirmek olacaktır.
Öncelikle bir hayvanın tüy dökülmesinin arttığı ve bunun normal olduğu bazı durumlar vardır. Bu dönem ve durumlarda ne yaparsanız yapın normalden daha fazla tüy dökülmesi olacaktır. Başta bunları konuşalım ve bilelim ki aşağıda anlatacaklarımız işe yaramıyor gibi görünmesin. Hayvanların aşırı tüy döktükleri dönemler ; Kızgınlık dönemleri, ergenliğe geçiş dönemi, mevsim değişimleri, stres altında kalınan durumlar, hastalık vb. durumlar olarak özetlenebilir.
Eğer yazdan kışa veya kıştan yaza geçiliyorsa, hayvanınız bu yeni gelen mevsime ayak uydurabileceği yeni tüylere ve tüy yoğunluğuna geçmek için, eski tüylerini yoğun bir şekilde dökecektir. Bu dökülmeyi en çok Sibirya Kurdu diye bilinen Husky (Siberian Husky) ve Alaska Malamutu (Alaskan Malamute) ırklarında en iyi gözlemleyebilirsiniz. Bu ırklar mevsim geçişlerinde kalça kısımlarındaki (arka butları üstü) neredeyse tüm tüyleri değiştirler. Elinizle tüyleri almak istediğinizde büyük yumaklar halinde tüy kopmaları görülebilir, normaldir. Aynı şekilde mevsim geçişlerinde tüm hayvanlar yeni mevsime ayak uydurabilecek şekilde tüy değişimini az veya çok yaşarlar. Bu dönemlerde tüy dökülmesinde artış normaldir.
Yine hayvanlar, kızgınlık dönemlerinde, yani çiftleşme isteğinde oldukları dönemlerde de daha fazla tüy dökerler. Bunu yine başka bir etken olarak gösterdiğimiz stres ile de bağdaştırabiliriz. Kızgınlık dönemlerinde daha agresif, daha stresli oldukları için tüy dökümünde artış gözlenecektir. Buna ek olarak ergenliğe geçiş döneminde de nasıl ki diş değişimleri yaşanıyorsa, tüy değişimlerinin de yaşanması normaldir. Özellikle alman kurdu yavrularının tüy renkleri sorulduğunda genellikle tüy değişiminin beklenmesi ve sonrasında bakılmasının söylenmesinin nedeni budur. Yavru alman kurdunuzdaki beyaz tüylerin, eğer safsa, ergenliğe geçişten sonra gerçek rengini aldığını görebilirsiniz. Bu da tüy değişiminin bir kanıtıdır.
Ek olarak stresli durumlarda da hayvanların tüy dökülmesi artacaktır. Bu stres durumlarını; hayvanınızı hiç alışık olmadığı bir yere götürmeniz, yalnız bırakmanız, aç kalması veya susuz kalması, çok kalabalık ortamlar, veterinere gittiği zamanlar, başka bir hayvanla karşılaşma ve korku durumları vb. olarak açabiliriz.
Son olarak tüy dökülmesinin arttığı en önemli ve dikkat edilmesi gereken durum ise hastalıktır. Tüy dökülmesindeki ani artışlar, lokal, yani bölgesel dökülmeler bir hastalığın habercisi olabilir. Bu nedenledir ki veteriner hekiminizi rutin aralıklarla ziyaret etmeniz ve bu gibi tüy dökülmelerinde ani artış gözlemlediğiniz durumlarda da hekiminize gitmeniz çok önemlidir.
Tüy dökülmesinin normal olarak artacağı durumları anlattıktan sonra, asıl anlatacağımız, tüy dökülmesini azaltma ve çözümleri anlatmaya geçebiliriz. Bu noktada tekrar belirtelim ki, tüm hayvanlar az veya çok tüy dökerler. Asla hiç tüy dökmeyen hayvan olamaz. Hiç tüysüz olarak bilinen bir kedi türü olan Devon Rex ırkı kedinin bile aslında tüyleri vardır ve döküyordur.
Alman kurdunuzun günde ortalama 100 tüy döktüğünü kabul edelim. Anlatacaklarımızla bu miktarı ortalama 20 'ye düşürebilirsiniz. Tabiki asla 0 a düşmez, ancak tüy dökülmesindeki %80 azalma çok iyi bir ilerleme olacaktır.
Bu azalmayı yakalamak için yapmanız gerekenler;
- Doğru Beslenme ve Destek
- Doğru Bakım, Eğitim ve Ortam
- Doğru Tarama ve Yıkama
- Doğru ve Zamanında Aşılama, İlaç Kullanımı
Madde madde açıklayalım ;
1- Doğru Beslenme ve Destek : Tüy sağlığının en büyük etkenlerinden ilki doğru beslenme, doğru ve kaliteli mama seçimidir. Köpeğinize vereceğiniz mama, onun için en uygun ve en doğru mama olmalıdır ki tüy dökülmesi azalsın. Mamalar normal (market maması), premium (pet shop maması), super premium (pet shop ve klinik maması) ve High Premium (veteriner kliniği maması) olarak sınıflandırılabilir. Anlayacağınız gibi high premium en kaliteli, normal ise en kalitesiz mamadır. Bu durumda ters orantılı olarak en kaliteli mamada tüy dökümü en az, en kalitesiz mamada ise tüy dökümü en fazla olacaktır. Bu nedenle eğer tüy dökümünden şikayetçiyseniz mamanızı değiştirmeli ve daha kaliteli bir mama kullanmalısınız. Mamanız ölçekli olmalı ve veteriner hekiminizin tavsiye ettiği miktarlarda mama vermelisiniz. Hekiminizin tavsiye etmediği veya izin vermediği hiç bir şeyi hayvanınıza yedirmemelisiniz. Sadece hekiminizin söyleyeceği ölçek miktarında mama vermeniz ve/veya bunun yanında hekiminizin tavsiye ettiği vitamin-maya tabletlerinden kullanmanız yeterli olacaktır. Bu şekilde kaliteli, ölçekli ve doğru bir mama ve vitamin-destek (eğer önerildiyse) kullanırsanız tüy dökümünü %20 azaltabilirsiniz.
2- Doğru Bakım, Eğitim ve Ortam : Yukarıda tüy dökülmesindeki en önemli etkenlerden birinin de stres olduğunu belirtmiştik. Köpeğinizi beslediğiniz ortamın stresten uzak bir ortam olmasına, temiz, sağlıklı ve ona güven verecek bir yer olmasına özen göstermelisiniz. Çok tozlu ortamlarda da tüy dökülmesinde artış olması normaldir. Yine hayvanınızın eğitimine özen göstermelisiniz. Eğitilmiş bir hayvan her zaman daha özgüvenli olacak ve daha az streslenecektir. Bu da tüy dökülmesinin azalmasını sağlayacaktır. Mamasını doğru zamanlarında vermek, suyunu sürekli taze tutmaya çalışmak, ortamının temiz olmasına dikkat etmek, gerektiği kadar gezdirmek, stresten uzak tutmak, gerekmedikçe kızmamak, korkutmamak vb. tüy dökümünü azaltmak için olumlu etkenlerdir. Bunlara dikkat ettiğinizde tüy dökülmesini %20 oranında azaltabilirsiniz.
3- Doğru Tarama ve Yıkama : Nasıl ki kendimiz için en doğru şampuanı almaya çalışıyorsak, hayvanımız için de ona uygun kaliteli bir şampuan kullanmalıyız. Şampuanı hayvanımızın ırkına, yaşına ve hekiminizin önerisine göre doğru şekilde seçmelisiniz. Ek olarak bilinenin aksine, hayvanı sık sık yıkamak doğru değildir. Örneğin bir alman kurdunun kendine özel bir kokusu vardır. Bu, alışık veya bilgili olmayan bazı alman kurdu sahipleri tarafından, köpeğim kokuyor olarak algılanıp, sık sık köpeklerini yıkamalarına neden olmaktadır. Köpeğinizi çok sık yıkarsanız, onun tüy sağlığını bozarsınız. Çünkü derinin belirli bir yağlanma düzeni vardır ve tüy sağlığı açısından bu yağlanma ve nem oranının korunması gerekir. Bu nedenle hayvanınızı sık sık yıkamayınız. Örneğin yetişkin bir alman kurdunu 2 ayda bir bile yıkasanız yeterli olabilecektir. (Yavru alman kurtlarının aşıları bitmeden yıkanmaması gerektiğini lütfen unutmayınız.) Yıkama için doğru şampuanı seçtiğinizden emin olunuz ve yıkama prosedürlerine uyunuz. Bu prosedürleri veteriner hekiminizden öğrenebilirsiniz.
Üçüncü maddenin bir diğer önemli alt başlığı da taramadır. Her hayvan taranmaya ihtiyaç duyar. Doğada yaşayan hayvanlar bunu doğal yollarla, ağaçlara, kayalara vb. sürtünerek, birbirlerini yalayarak vs. sağlarlar. Ancak bunu köpeğinize sizin yapmanız gerekir. Bu nedenle kaliteli ve köpeğinize uygun bir evcil hayvan tarağın veterinerinizden edinmeli ve haftada en az 1 kez alman kurdunuzu taramalısınız. (Kediler çok daha sık taranabilirler. Çok tüy döken hayvanlar da haftada 3 kez vs. taranabilir.) Bu taramalar için normal bir evcil hayvan tarağı yeterli olurken, yoğun tüy dökme durumlarında özel tüy toplayıcı taraklar da kullanılabilir. Bunu da veteriner hekiminizden veya pet shoplardan temin edebilir ve yoğun tüy dökümü zamanlarında normal taramaya ek olarak bu tüy alıcı taraklarla da tarama yapabilirsiniz. (Bu tüy alıcı tarakları -furminatör vb.- kullanırken lütfen dikkatli olunuz ve kullanım talimatlarını iyice okuyarak, bunlara uyunuz. Yanlış kullanımda köpeğinizin derisine ciddi zararlar verebilirsiniz..) Tarama, köpeğinizin zayıflamış tüylerini daha dökülmeden toplar, deriye masaj yaparak kan dolaşımını hızlandırır ve derinin ölü kıllardan kurtularak nefes almasını sağlar. Bu şekilde kalan tüyler çok daha sağlıklı ve parlak olacaktır. Özellikle sürekli taranan bir hayvan ile taranmayan bir hayvanı, başka herşeyi aynı olsa dahi yan yana getirdiğinizde, taranan hayvanın, taranmayana göre iki kat daha fazla tüy döktüğünü ve çok daha sağlıksız göründüğünü görebilirsiniz. Doğru şampuan kullanımı ve tarama ile tüy dökümünü %20 azaltabilirsiniz.
4- Doğru ve Zamanında Aşılama, İlaç Kullanımı : Son olarak dikkat etmeniz gereken konu, doğru zamanda ve aksatmadan veteriner hekimi ziyaretlerinizi gerçekleştirmek, aşılamalarını ve özellikle paraziter ilaçlama ve tedavilerini aksatmamanızdır. Çünkü tüy dökümünün en büyük nedenlerinden biri de parazittir. Dış parazitler köepğinizin deri sağlığını önemli ölçüde bozacaktır. (Pire, kene vb.) Bununla birlikte uyuz vb. bir durumda da veteriner hekiminizin kesin müdahalesi gerekecektir ki bunu kesinlikle önemsemelisiniz. Aynı zamanda iç parazitler de (Bağırsak kurdu, asgarit, solucan, tenya vb.) köpeğinizin yediği besinlerden alması gereken vitamin ve mineralleri yeterince alamamasına neden olacak ve köpeğinizin tüy sağlınının bozulmasına neden olacaktır. Tüm bunları birleştirdiğinizde, rutin aralıklarla veteriner hekiminizi ziyaret etmenin önemi daha fazla ortaya çıkacaktır. Hekim ziyaretlerini aksatmazsanız ve gerekli tedavi, paraziter ilaçlama ve aşılamaları zamanında yaptırısanız tüy dökülmesini %20 oranında azaltabilirsiniz.
Bu 4 maddenin ışığında görülüyorki herşeyi doğru ve olması gerektiği şekilde yaparsanız köpeğinizin tüy dökülmesini %80 oranında azaltabilirsiniz. 100 tüy döküyorsa bu 20 ye düşecektir. Yukarıda bahsettiğimiz dönemlerde bunları yapıyor olsanız bile %40 - %50 ye kadar geçici yükselmeler görülebilir ama yıllık ortalamanız en az %70 oranında düşmüş olacaktır. Bu hem sizin için, hem de köpeğinizin sağlığı için mükemmel bir artı olacaktır.
Doğru ve kaliteli mama kullanın. Gerekliyse tüy sağlığı için ek vitamin-maya tabletlerinden kullanın. Ortamına ve temizliğine dikkat edin, tozlu ortamlardan uzak tutun. Doğru şampuan ile, doğru zaman aralıklarında yıkayın ve sık sık tarayın. Veteriner hekimi ziyaretlerinizi rutin olarak yapın ve parazit tedavilerinizi aksatmayın. Artık siz de parlak ve son derece sağlıklı tüyleri olan bir alman kurdu sahibi olabilirsiniz..
Unutmayınız; bir canlı beslemek büyük bir sorumluluk almaktır. Lütfen doğru şekilde bakamayacaksanız bir hayvan sahiplenmeyiniz. Onun da en az sizin kadar kaliteli bir yaşam hakettiğini unutmayınız. Bu hakettiği yaşamı ona veremiyorsanız, uzaktan sevmeniz daha doğru olacaktır.
ALMAN KURDU IRK STANDARTLARI
Aşağıda, alman kurdu için ırk standartları maddeler halinde sıralanmıştır. Bu standartlar FCI Ülkeleri ve klüplerince onaylanarak yürürlüğe konulmuştur. İşte Alman Çoban Köpeği ırk standartları :

- Kafa
- Kürek
- Boyun
- Sırt
- Bel
- Kalça
- But
- Aşil
- İç Diz
- Pati
- Bilek
- Üst Kol
- Omuz
- Dirsek
- Boğaz
- Üst Çene
- Alt Çene
ALMAN ÇOBAN KÖPEĞİ / ALMAN KURDU IRK STANDARTLARI
1. Duruş ve Hareket :
Alman çoban köpeğinin tırıs tarzı bir yürüyüşü vardır. Yürüyüş tarzı diyagonal bir hareket şeklindedir yani zıt taraflardaki ön ayak ve arka ayak aynı anda hareket ederler. Kol ve bacaklar bu yüzden birbirlerinin boyut ve açı olarak tamamen aynı olmalıdır. Yani arka arkanın hareketi vücudun ortasına doğru geldikçe eşit derecede ileri uzanan ön kol sırt çizgisinde önemli bir değişiklik oluşturmaz. Arka kısmın açılarındaki en ufak artış hareketteki gücünün ve dayanıklılığın azalmasına neden olur. Yükseklikle uzunluğun doğru oranı, buna uyumlu bacak kemiği uzunlukları ile birleşince sanki yere yakın bir şekilde kayıyormuş gibi bir hareketin ortaya çıkmasını sağlar. Hafif kaldırılmış kuyruk ve hafifçe öne uzatılmış bir kafa, hareket esnasında hayvanın kulak arkasından kuyruk ucuna kadar çok düzgün hatlı bir kıvrımla hareket etmesini sağlar.
2. Mizaç, Karakter ve Yetenekler :
Çelik gibi sinirler, tetikte olmak, özgüven, eğitilebilirlik, dikkat, sadakat ve bozulmayan ahlakı safkan Alman Çoban Köpeğinin belirgin karakter özellikleridir. Bu özellikleri, bekçilik, arkadaşlık, koruma ve sürü gütme özelliklerinin yanında, onu genelde üstün bir görev köpeği yapar. Tırıs koşuyla birleşen Üstün koku alma yetenekleri, vücudunu zorlamadan ve burnu yere yakın olarak sessiz ve kesin bir iz takibi yapabilmesini mümkün kılar. Bu özellikler, onu çok amaçlı iz takibinde ve bir arama köpeği olarak, oldukça kullanışlı bir hale getirir.
3. Kafa :
Kafası vücudu ile orantılı (uzunluk olarak alın ile iki kürek kemiği arasındaki yüksekliğin yaklaşık %40’ı) ve kabalıktan uzaktır. Genel görünüş olarak kulaklarının arası oldukça geniştir. Önden bakıldığında alın hafifçe tümsektir. Kırışıklık olmamalı veya çok hafif olmalıdır. Yanak oluşumu yandan tatlı bir kavisle yuvarlanmalı, ama asla öne sarkmamalıdır. Üstten bakıldığında kafatası, keskin ve ani bir açı yapmak yerine, kulaklardan burun ucuna doğru kademeli ve düz bir şekilde gittikçe incelir (tüm kafa uzunluğunun yaklaşık %50’si). (üst ve alt çeneler güçlü bir şekilde gelişmiş olmalıdır) Kafatası genişliği kafatasının kafatası uzunluğuna yakın bir oranda olmalıdır. Erkeklerin kafası dişilerinkinden daha iridir. Ağız güçlüdür; dudaklar sıkı ve serttir, sıkıca kapanır. Ağız-burun kemiği düzdür ve alın düzlemine neredeyse paralel uzanır.
4. Dişler :
Dişler sağlıklı, güçlü ve eksiksiz olmalıdır (üstte 20, altta 22 toplam 42 diş). Alman Çoban Köpeğinin makas ısırışı vardır. Yani, kesici dişler birbirini makas gibi karşılamalıdır, alt kesici dişlerin dış yüzü, üst kesici dişlerin iç yüzüne karşılık gelecek şekilde kapanmalıdır. Alttan veya üstten ısırışlar kusurluysa, dişler arasında büyük açıklıklar var demektir. Düz bir ısırış kusurluysa kesici dişler düz bir çizgide kapanıyor demektir. Diş köklerinin derin olması için çenelerin güçlü bir şekilde gelişmiş olması gerekir.
5. Kulaklar :
Kulaklar orta boyda, tabanda geniş ve yüksektir. Belli bir noktaya kadar sivrilirler öne dönüktürler ve dik dururlar (uçları birbirine yönelmemelidir). Kesik, kırık ya da eğimli kulaklar istenmez. Birbirine doğru çekilen kulaklar genel görünümü bozar. Yavruların ve genç köpeklerin kulakları, altı aylıktan bir yaşına kadar veya daha uzun süren diş çıkarma döneminde, bazen düşük olabilir veya birbirine doğru çekilebilir. Köpeklerin çoğu hareket halindeyken veya dinlenirken kulaklarını geri çekerler. Bu bir kusur değildir.
6. Gözler :
Gözler orta boy, badem şeklindedir, biraz çarpık olabilir ama sarkık olmamalıdır. Göz rengi kürk rengiyle harmanlanmış olmalıdır. Mümkün olduğunca koyu renkli olmalıdır. Canlı, zeki ve özgüvenli bir ifadeye sahip olmalıdır.
7. Boyun :
Boyun, güçlü, gelişmiş kaslara sahip olmalı boğaz derisinde sarkma (gerdan) olmamalıdır. Boyun, yataya yaklaşık 45 derece açıyla taşınmalıdır. Tırıs giderken daha yüksek veya heyecanlandığında daha alçak tutulabilir.
8. Vücut :
Vücut uzunluğu, iki kürek kemiğinin sarasındaki yükseklikten fazla olmalıdır. İki kürek kemiği arasındaki yüksekliğin yaklaşık % 110 ila 117’si kadar olmalıdır. Kısa, köşeli veya uzun vücut istenilen bir özellik değildir. Göğüs derin olmalı (iki kürek kemiği arasındaki yüksekliğin yaklaşık %45 – 48’i) ama çok geniş olmamalıdır. Göğüs altı mümkün olduğunca uzun ve belirgin olmalıdır.Kaburgalar iyi biçimlenmiş ve uzun olmalı, yuvarlak veya çok yassı olmamalıdır. Dirseklerle aynı hizada olan göğüs kemiğine erişmelidir. Doğru biçimli göğüs kafesi, köpek tırıs giderken dirseklere hareket serbestiliği sağlar. Çok yuvarlak göğüs kafesi dirseklerin hareketini engeller ve onların dışa dönmesine neden olur. Çok düz göğüs kafesi dirsekleri birbirine doğru çeker. Göğüs kafesi geriye doğru sırt uzunluğundan daha fazla genişler. Karın, hafifçe katlıdır. Sırt, düz ve güçlü bir şekilde gelişmiştir iki kürek kemiğiyle krup arasında çok uzun değildir. Omuzun üst noktası yüksek olmalı önden arkaya doğru hafifçe eğimli olmalıdır, üst hat çizgisini bozmadan arkaya doğru hafifçe kaybolurken belirgin olmalıdır. Sırtı geniş, güçlü ve kaslı olmalıdır. Krup (sağrı) uzun ve hafif açılı olmalıdır (yaklaşık 23 derece). İleum ve sakrum (kuyruk sokumu) sağrının ana kemikleridir. Kısa, sığ veya düz sağrılar istenilen özellikler değildir.
9. Kuyruk :
Çalı gibi sert ve gür tüylü kuyruğu en azından topuk eklemine kadar uzanmalıdır. Bazen kuyruk ucunda bir tarafa doğru kanca oluşturur; bu istenmeyen bir durumdur. Köpek dinlenirken kuyruk hafifçe aşağı doğru kıvrılır, hareket halindeyken kuyruk daha da kıvrılır ve yukarı kalkar. Kuyruk dikeyi geçer bir şekilde kaldırılmamalıdır. Kuyruk, düz veya sırt üzerine kıvrılmış olarak durmamalıdır. Kesik kuyruk kabul edilemez.
10. Ön bacaklar :
Kürek kemiği uzun ve hafif eğimli (45 derece) bir yerleşimde olmalı ve ve vücuda göre düz durmalıdır. Üst kol kürek kemiğine yaklaşık dik bir açıyla bağlanır. Üst kol da omuz gibi güçlü ve güçlü ve adaleli olmalıdır. Ön kol her yönden dik görünmelidir. Ön kol ve üst kol kemikleri yuvarlaktan ziyade oval şekil olmalıdır. Bilekler sıkı ama çok dik veya çok yatık olmamalıdır (yaklaşık 20 derece). Dirsekler içe veya dışa dönük olmamalıdır. Ayak kemiklerinin uzunluğu göğüs derinliğinden fazla olmalıdır (yaklaşık %55’i).
11. Arka bacaklar :
Butları geniş ve adalelidir. Üst uyluk kemiği, yanlardan bakıldığında, biraz daha uzunca olan alt uyluk kemiğine yaklaşık 120 derecelik bir açıyla bağlanır. Duruş açısı ön kol duruş açısına bağlıdır. Diz eklemi güçlü ve sıkıdır. Güçlü diz alt uylukla sıkı bir şekilde birleşir. Arka bölümün tamamı, gövdeyi ileri doğru hareket halinde zorlanmadan taşıyabilmek için güçlü ve adaleli olmalıdır.
12. Ayaklar :
Ayaklar nispeten yuvarlak, kısa, sıkı biçimlenmiş ve kemerlidir. Taban yastıkları çok serttir ama çatlaklı veya pürüzlü değildir. Tırnaklar kısa, güçlü ve koyu renklidir. Bazen arka ayaklarda mahmuz oluşabilir; bu durumda, bu tırnaklar doğumdan sonraki birkaç gün içinde sökülmelidir.
13. Renk :
Renk, üzerinde kahverengi ve tabadan açık griye kaçan renkte lekeler olan siyah olmalıdır. Siyah samur (gri veya açık kahverengi zemin üzerinde açık renkli lekeler olan siyah kürk), siyah, düz gri veya açık kahverengi lekeler de olabilir. Ön göğüste küçük beyaz lekeler veya bacak içlerinde çok açık renk istenmeyen bir durum olmasına rağmen izin verilen bir durumdur. Burun kürk renklerinin hepsiyle birlikte siyah olmalıdır. (Çok hafif veya hiç maskesi olmayan köpekler, sarı veya dikkat çekici açık renkli gözler, göğüste ve bacak içlerinde açık renk lekeler, beyaz tırnaklar ve kırmızı kuyruk ucu veya soluk renkler pigment eksikliğine bağlıdır) Kürkün alt bölümü veya alttaki tüyler siyah köpekler hariç, daima açık gri renklidir). Bir yavrunun nihai rengi, dış kürkü tamamen geliştiğinde belli olur.
14. Kürk :
a) Orta düz kürklü Alman Çoban Köpeği :
Dış kürk olabildiğince sık olmalıdır. Kıllar düz, kaba ve vücuda yatay olmalıdır. Kürk kafada, kulaklarda, bacakların ön tarafında, ayaklarda ve parmaklarda kısa ancak boyunda uzun ve sıktır. Tüyler ön ve arka bacaklarda, bileklerde ve diz ekleminde daha uzundur, butlarda hafifçe daha yoğundur. Tüy uzunluğu değişkendir ve bu uzunluk farkına bağlı olarak pek çok ara biçim mevcuttur. Çok kısa veya güdük tüylü kürk, bir kusurdur.
b) Uzun düz kürklü Alman Çoban Köpeği :
Tüyler daha uzundur, her zaman düz değildir ve hepsinin dışında vücuda yakın değildirler. Kürk nispeten iç tarafta ve kulakların arkasında, ön kolun arka tarafında, ve genellikle de sırt bölgesinde daha uzundur. Kulaklarda biraz perçem ve dirseklerden bileklere tüylenme görülür. Butlardaki tüyler uzun ve sıktır, Kuyruk gür tüylü olup altı tarafına doğru hafifçe tüylüdür. Uzun düz kürk, orta düz kürk kadar rüzgâr ve yağmur geçirmez olmadığından istenilen bir özellik değildir ancak yeterli bir alt kürk olması koşuluyla, ülkedeki yetiştirme yönetmeliğinin izin vermesi halinde üretim için kabul edilebilir. Uzun, düz kürklü Alman Çoban Köpeğinde dar bir göğüs, dar ve üstten gergin bir ağız burun yapısı çok sık rastlanılan özelliklerdir.
c) Uzun kürklü Alman Çoban Köpeği :
Kürkü uzun düz kürke göre daha uzundur. Genellikle çok yumuşak ve geriye doğru ayrışma özelliği gösterir. Alt kürk, sırt bölgesindedir veya hiç yoktur. Yağmur ve rüzgâr geçirimsizliği oldukça zayıf olduğundan, uzun kürk, istenilen bir özellik değildir.
KUSURLAR :
Çalışma çeşitliliğini, dayanıklılığı ve çalışma yetkinliğini bozan her şey, özellikle cinsiyet özelliklerinin sergilenmemesi ve ilgisizlik, zayıf sinirler veya aşırı heyecan, utangaçlık, cansızlık veya göreve karşı isteksizlik gibi Alman Çoban Köpeğine uymayan mizaç; monorşid, kriptorşid ve testislerin çok küçük olması; yumuşak ve iradesiz bünye ve güçsüzlük; soluk pigment, mavilik, albinoluk (pembe burun gibi tam pigmentasyon eksikliği) ve beyazlıklar (siyah burun yanında saf beyazlık); çok uzun veya çok kısa olmak, güdük kalmak; aşırı ağır ön göğüslü yüksek bacaklı köpekler; orantısızca kısa, çok ince veya kalın gövde; yumuşak sırt, bacakların çok dik yerleşimi ile erişimi ve yürüyüş sağlamlığını engelleyen her şey; çok kısa, yuvarlak, zayıf, sivri veya dar ve güçsüz ağız-burun yapısı; aşınmış, kaplaması yumuşak dişler gibi diş kusurlarının neden olduğu muntazam olmayan ısırış; çok yumuşak, çok kısa veya çok uzun kürk; sarkık kulaklar, kulakların sürekli olarak kusurlu taşınması veya kesik kulaklar veya yuvarlak, kıvrık kürk veya genel kusurlu kuyruk; bodur kuyruk (güdük) veya normal kısa kuyruk kusur olarak görülür.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
